e, e

English-Turkish Translation

  1. Noun İngilizce alfabenin 5'inci harfi.
  2. Noun E sesi:
    met, meet, mere sözcüklerindeki gibi.
  3. Noun baskı işlerinde E/e harfinin kalıbı.
  4. Noun sırada 5'inci.
  5. Noun, Music (a) 3'üncü ton, mi notası, (b) mi notasının frekansı: 329.6 Hz veya bunun 2n katı (n: pozitif tam sayı),
    (c) mi notası üzerine kurulu ölçek.
  6. Noun Roma rakamlarında 250'yi gösteren simge.
  7. Noun okulda başarısızlık notu.
  8. Noun, Physics erg, enerji birimi.
  9. Noun, Electronics (bkz: electromotive force )
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

-ee
“ -li, -ci, -ilen kimse”: bir fiile hedef olan kimseyi gösterir.
appointee: tayin edilen kimse.

payee: kendisine ödenen kimse, alıcı.
employee: işe alınan kimse, memur.
mortgagee: namına ipotek yapılan kimse.
Suffix
A.I.E.E.E.
= American Institute of Electrical and Electronic Engineers.
B.E.E.
: Elektrik Mühendisliği derecesi/diploması.
C.E.
Chemical Engineer.
C.E.
Chief Engineer.
C.E.
Civil Engineer.
C.E.
Christian Era.
compound E
cortisone Noun
D.E.
= Doctor of Engineering
e
sayısı: limn->∞ (1+1/n)n ≈ 2.718281828 … tabiî veya Neperiyen logaritmanın tabanı.
E flat
mi bemol Noun, Music
e mail
elektronik posta
E&OE
: hata ve atlamalar müstesna. Literature
E.E.G.
= electroencephalogram.
e.g.
: örneğin, meselâ, misal olarak. Grammar
e.g.
örneğin, meselâ, örnek/misal olarak.
E.N.E.
= east-northeast.
E.T.
= Easter Time.
e'en
even.
e'en
evening
e'er
ever Adverb
grand e école
(Fr) Fransız yarı askeri teknik kolej
H.E.
high explosive.
H.E.
His Eminence.
H.E.
His/Her Excellency.
hepatitis E
hepatit E Noun, Diseases
i.e.
yani.
I.E.
= Indo European.
M.E.
managing editor.
M.E.
Master of Education.
M.E.
Master of Engineering.
M.E.
Mechanical Engineer.
M.E.
Medical Examiner.
M.E.
Mining Engineer.
mil e age
(US) şimdiye ve geleceğe ait değer veya yarar
mil e age ticket
(US) bilet
mil e ometer
kilometre saati
o.e.
= omissions excepted.
O.E.
Old English.
O.E.
omissions excepted Commerce
petit e bourgeoisie
toplumun aşağı orta sınıfı
S.E.
southeast(ern).
unsal e ableness
satılamazlık
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Ee?
What's your point?
Ee?
So what?
... ...'e yakışmıyor.
... does not befit ....
...'e ... hakkında tavsiyede bulunmak
to advise ... on ... Verb
...'e ağırlık vermek
to focus on ... Verb
...'e ağırlık vermek
to step up ... Verb
...'e ayak uydurmak
to keep pace with ... Verb
...'e ayakbağı olmak
to impede ... Verb
...'e aykırı hareket etmek
to violate ... Verb
...'e aykırı olmak
to be incompatible with ... Verb
...'e bağlanmak
to be committed to ... Verb
...'e bağlı olmak
to appertain to ... Verb
...'e bakılırsa
judging by the ... Adverb
...'e bakmak
to be responsible for ... Verb
...'e baskı yapmak
to put pressure on ... Verb
...'e damgasını vurmak
to loom large in ... Verb
...'e danışmak
to enter into judgment with ... Verb
...'e dayanmak
to be predicated on ... Verb
...'e doymuyor
cannot get enough of ...
...e fırsat bulamadım.
I never got around to .... Sentence
...'e göre
in accordance with ... Adverb
...'e hayret etmek
to be surprised at ... Verb
...'e ilişkin ipuçları
clues as to ... Noun
...'e inancı tam olmak
to have every confidence in ... Verb
...'e istinaden
further to ... Adverb
...'e mahsuben
as a set-off against
...'e menfaat sağlamak
to provide benefits to ... Noun
...'e meyilli olmak
to be fond of ... Verb
...'e meyletmek
to be fond of ... Verb
...'e pah vermek
to bevel ... Verb
...'e paralel olarak
in parallel with ... Adverb
...'e rağmen
despite ...
...'e şaşırmak
to be surprised at ... Verb
...'e selam söyle.
Give my regards to ...
...'e selam söyleyin.
Please give my best to ....
...'e selamlar.
Please give my best to ....
...'e sığınmak
to take refuge in ... Verb
...'e son vermek
to bring an end to ... Verb
...e takılma.
Don't get hung up on .... Sentence
...'e umut vermek
to give hope to ... Verb
...'e uygun olarak
in accordance with ... Adverb
...'e uygunluk
conformity to ... Noun
...'e uymak
to act in accordance with ... Verb
...e vaktim olmadı.
I never got around to ... Sentence
...e veda etmek
to bid farewell to ... Verb
...'e yansımak
to pass through to ... Verb, Economics
...'e yenilmek
to lose to ... Verb, Sports
...'e zarar vermek
to cause offense to ... Verb
...'i ...'e ataşlamak
to paper-clip ... to ... Verb
...'i ...'e bildirmek
to communicate ... to ... Verb
...'i ...'e sokmamak
to deny ... access to ... Verb
…e açık
susceptible to … Adjective
…e aykırı
obnoxious to … Adjective
…e bakılmaksızın
notwithstanding … Adverb, Law
…e hiç niyetim yok.
I'm not about to … Sentence
…e ilişkin
in respect of … Adverb
…e kadar
till … Adverb
…e zorlanmak
to be coerced into … Verb
d e komisyonu
statistical commission
d e sel muhasebe
statistical accounting
d e şubesi
statistical department Noun
d e verileri
statistical data Noun
d e yıllığı
statistical abstract
e
at
e
upon
e
to
e
unto
'e
with
e , e
sixth letter of the Turkish alphabet
'e aykırı düşmek
to counter Verb
'e bağlı
incidental upon
'e baliğ olmak
to foot up Verb
e dair
to
'e dair
concerning
'e dayanarak
on the basis of
e değin
to
e değin
until
e dek
until
e doğru
to
'e gelince
apropos of apropos of
e göre
than
e göre
to
'e göre
according to
'e göre
inasmuch as
'e göre
in accordance with
'e göre düzenlemek
to pattern on Verb
e kadar
to
e kadar
till
e kadar
until
'e kadar
up
'e kadar yükselmek
to go as high as Verb
'e kalkışmak
to set out to Verb
'e karşı yapılan
false claim
'e koyulmak
to set out to Verb
e mukabil
for
e nazaran
to
'e neden olmak
to give rise to Verb
'e nisbeten
in proportion to
e nispetle
to
'e rağmen
with
'e rağmen
despite
'e uymak
to accord with Verb
hepatit E
hepatitis E Noun, Diseases
neş'e
peartness
neş'e
rosiness
neş'e
sanguineness
neş'e
smile
neş'e
sparkle
neş'e
sprightliness
neş'e
sunshine
neş'e
alacrity
neş'e
amusement
neş'e
animateness
neş'e
blitheness
neş'e
brio
neş'e
cheer
neş'e
crankness
neş'e
esprit
neş'e
fizz
neş'e
friskiness
neş'e
frolicksomeness
neş'e
fun
neş'e
gaiety
neş'e
galliardise
neş'e
gamesomeness
neş'e
glee
neş'e
gleefulness
neş'e
good cheer
neş'e
happiness
neş'e
hilarity
neş'e
jauntiness
neş'e
jolliness
neş'e
jollity
neş'e
joviality
neş'e
joyfulness
neş'e
jubilance
neş'e
liveliness
neş'e
merriness
neş'e
mirth
neş'e
vivaciousness
suçu ...'e atmak
to pass the buck to ... Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

e
Latin asıllı ... altıncı harfi
e
Söze kuvvet ... başına getirilir
e
bk. –a
e
bk. –a–
e
Cümle başında herhalde, aşağı yukarı, artık, ... öyle olunca, haydi vb
e
Arapça kelimelerin ... müenneslik eki
e
Fiillerin şart kipinin tekil ve çoğul ... sonra gelerek anlamı güçlendirir